Monday 17 December 2012

önsöz



Tez haline gelmiş bu denemeler ve deneyler bütünü, tek bir kişinin değil; birçok kişinin üretimidir. Bu tez,  az sonra bir kısmına tek tek değineceğim Işıl Uysal, Ömer Uysal, Ali Aslan, Iida Shigemi, Semra Aydınlı, Erdem Gündüz, Ferhan Yürekli, İrem Mollaahmetoğlu, Burhan Hasdemir, Nursev Irmak Demirbaş, Mustafa Kaplan, İpek Kay, Nil Şensu, Bahar Avanoğlu, İpek Avanoğlu,  Didem Sağlam, Tutku Sevinç, Halidun Şenkal, Nur Çıkla, Merve Şendil, Murat Hazine, Havva Uysal, Mehmet Uysal, Tuğba Aykaç Çongur, Özgühan Çongur, Selma Aykaç, Fuat Onan, Cumhur Kocalar,  Eda Yapanar, Özerk Sonat Pamir, Tetsuro Fukuhara’nın ve Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği ile Shamanart International Friendship’in ve benim birlikte üretimimizdir. Tezin vardığı yerin ya da ileri sürdüğü teorinin anlaşılmasından daha çok, elimizdeki bu kitabın süreçteki çokluğu yansıtması ve hareket etmek üzere bir esin kaynağı olmasını hayal ediyorum.
Tüm bu kişilerle kurduğum teması üretim sürecine dönüştüren ve mimarlıkla ilgili rahatsızlığımı ilk kez tanımlayabilmemi sağlayan sıfır noktası kendi bedenimle çalışmaya başlamam oldu. Bu dans etmeye başlamak olarak da tanımlanabilir. Kırılma noktası ise sokakta dans etmektir. Iida Shigemi’nin de söylediği üzere: “Sadece çalışmak değil, yapmak! Haydi bir şeyler yapalım!” Mimarlıkla ilgili rahatsızlığım ve yaratıcılığımı engelleyen şey, bir anlamda sadece çalışılan, kavramlara hapsolmuş fikirlerin sabitliklerinden kaynaklanıyordu.  Çoğu zaman cümleler bana çok erişilmez ve uzak geliyordu. Kendi bedenim ise fazlaca konumlandırılmış ve tasarlanmış.
Bu yazı yolculuğunda  birlikte yürüdüğümüz ve aynı zamanda beni yüreklendiren ve destekleyen tez danışmanım Semra Aydınlı’ya; lisans eğitiminde ikinci sınıfta tanıştığım, bana olağanüstü şeyler anlatmış olan Ferhan Yürekli ve İrem Mollaahmetoğlu’na; birikimini kitaplarla ve stüdyolarla bize armağan etmiş olan Hülya Yürekli’ye;  birlikte Ataçç adlı oluşumu kurduğumuz ve ilk kez enformel işler yaptığımız Nur Çıkla’ya; hareketle tanışmamı sağlayan, araştırmalarda birlikte düşündüğümüz Ömer Uysal’a; sokakta hareket ettiğimiz Ali Aslan ve Erdem Gündüz’e; yok-evli’lik projesinde heyecanlı bir çalışma dönemi paylaştığımız İpek Kay ve Nil Şensu’ya; sokaktaki performanslarımızı destekleyen Burhan Hasdemir’e; Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği ve tanıştırdığı Iida Shigemi ve temas ettiğim diğer tüm dansçılara; seminerde, okumalarda ve diğer tüm paylaşımlarda varlığıyla Fuat Onan’a; Ataçç ve Kırkayak oluşumlarını birlikte tasarladığımız, uzun yıllardır “çokluk”u birlikte deneyimlediğimiz Işıl Uysal’a; İstanbul’daki ailem Mehmet Uysal ve Havva Uysal’a; karşılıksız ve sonsuz destekleri ile ailem Selma Aykaç, Tuğba Aykaç Çongur ve Özgühan Çongur’a teşekkür ediyorum. Bu araştırmayı cesaretimi ve merakımı hep desteklemiş olan, varlığını hep yanımda hissettiğim babam Adnan Aykaç’a ithaf ediyorum.



Aralık 2012

Gülşah Aykaç
(Mimar)

Friday 14 December 2012

min tanaka nın haiku event'i hakkında...


diagrams of intensities
at the intersection of all the scenes of the possible
choreography of desire’s throw of the diceon a continuous line since birth
becoming irreversible of rhythms and refrains of a haiku-event
I dance not in the place but I dance the place

Min Tanaka
the body weather


Guattari, excerpt from ‘Présentation du programme de danse Buto de Min Tanaka’ 

Saturday 8 December 2012

link2: dny03: kumkapı gizli çekim


Habitus dil gibi kodlar barındırıyorsa, tıpkı dili kırmak gibi hareketi kırmak da yeninin keşfini   sağlayabilir. Oyun oynayan bedenler olarak Kumkapı’ya gittik ve beden mekan iktidar üçlüsünü anlamak üzere hareket ettik. Kent nasıl mekanlara sahip? Kenti beden ve hareketle haritalandırabilir miyiz?Bu soruyu araştırırken genellikle konumumuz bellidir. Araştırılan yer ve araştırmacı olarak mekana yabancıyızdır ve mekan çoktan bir nesnedir. Ürünle aramızaysa fotoğraf makinesi gibi bir kayıt cihazı girer. Ve bu cihaz çoğu kez nesneyi sivrilterek bedeni yok edebilir. Belki hareket ettiğimizde alana daha da yabancıydık. Ancak bu yalın yabancılık, gerçek ötekilik. Tanımlanamayan hareketler yaparken, insanlardan etkileyici tepkiler aldık. Yaptığımız şeye dans etmek de denilebilir; ancak “hareket” daha az disipliner ve daha çok içkinleştirilebilir. İstemediğimiz şeyler; rol yapmak, mekanı sahneleştirmek, izleniyor duygusuna çok fazla kapılmak.
Bize soru sorulduğunda cevapladık, gözlerimizi insanlardan kaçırmadık ya da bir duyguyu oynamadık. Pelvis bölgesinden çekiliyormuş gibi yürümek, ayağın tümünün yeri kavradığını hissederek yürümek, omurgayı hareket ettirmek, hareketler arasındaki sürelerle oynamak, durmak, durmak, mekanı nasıl kullanmak istiyorsan öyle kullanmak. Harekete devam: Kaldırım, adam adam kadın, araba, pencere, yok kaldırım arası çizgi, duvar, kaldırım, köşe, araba araba, adam…
Hareket eden kişi o anda hem kendi bedeninden hem mekandan hem de başka insanlardan, parça parça ve bütün olarak etkileniyor. (pencerelerden lokantadaki bir müşterinin yemek yemesine, oradan boşluk etrafında yerleşmiş çamaşır asma ipinden çocuk oyun mekanına...) Öte yandan orada bulunan tüm diğer insanlar için, bunun beden ve mekan üzerine farklı bir deneyim olduğunu hissediyorum ve hayal ediyorum.
İçgüdüsel olarak seçtiğimiz mekanlar ve deneyimin tümü Kumkapı’nın mekansal olarak barındırdığı çelişkili ve zıt durumlar hakkında bir üretim. Farklılıklardaki tekrarlar ile mekan devingen bir kolaj gibi… Hareket deneyimimize farklı bölgelerde devam edeceğiz. Yeni sorunsallar üretmenin yanısıra; politik ve etkili bir ifade yöntemi olan hareketle, biz oyun oynayan bedenler sokaktayız.

Işıl Uysal, Ali Aslan, Ömer Uysal, Gülşah Aykaç, Erdem Gündüz'ün notlarıdır.