Thursday 10 October 2013

Bozcaada: Açık Bedenler





...
Semra Aydınlı, Burçin Kürtüncü stüdyosunda Bahar İpek ve Ecem'le gerçekleştirdiğimiz atölyeler stüdyo kitabına dahil oldu. Hareket-oyun atölyelerinin makalesini Emirhan ve Ezgi'nin motivasyonuyla tamamladım. Kitabı heyecanla bekliyoruz. Herkese teşekkür ederim!
Fotoğraflar: Semra Aydınlı


“Yapmak (eylemek) bilmekten daha iyidir. ”
Iida Shigemi

“Açık beden” diye tanımlanan beden, bedenini “araştırma sürecine” katıp, süreç içinde hareketini özgürleştirebilen bedendir. Beden ne kadar açıksa, ne kadar spontane hareket ederse deneyime o kadar açılır. Ve gerçekleşen temasın gücü mimari tasarım sürecine nüfus eder.
Bu stüdyo sürecinde, üç hareket atölyesiyle açık beden nasıl yaratılır sorusu araştırılırken; açık bedenin mimari tasarım sürecine etkileri gözlenmiştir. 




Friday 8 February 2013

özet


Mimari tasarım sürecinde araştırma yapma ve araştırmanın temsili üzerine sorular sorarak başlayan bu tezin oluşturulmasında, teorik kurgudan önce bedensel deneyler gerçekleştirildi. Deneyler üzerine denemeler yazılarak, beden, hareket, alışkanlık gibi kavramlar üzerinden yeni betimlemeler ve düşünceler üretildi. Kendisi bir tasarım süreci olan bu tez, süreç halinde sunulmaktadır.

Deneylerin her biri İstanbul’a ve bugüne ait sorunsallarla başlamaktadır. Bu deneyler “Yokevlilik Üzerine”, “Yürümek: Tarlabaşı” ve “Yeniden Hareket Etmek: Kumkapı” başlıklarında sırasıyla; “evin anlamı nedir?”, “Tarlabaşı için kullanılan dil çözümlenebilir mi?”, “Kumkapı’da hareket ile haritalama nasıl gerçekleşir?” sorunsalları ile başlamaktadır. Bu sorunsallar, kent içinde hareket ederek ve kentle bedensel olarak temas ederek oluşan anlamların video, fotoğraf, yazı, ses kaydı gibi araçlarla temsili denenerek araştırılmaktadır. Her bir deney yeni bir sorunsalla biter. Deneylerin sonuçlar yerine sorunsallarla bitişi; deneyler sonrası yazılan denemeler için birer başlangıç noktasıdır.

Her bir deney sonrasında yazılan denemeler, hem araştırma yapma eylemi hem de bu araştırmanın temsil edilmesi ile ilgili çıkılan yazı yolculukları olarak görülebilir. Yolculuk olarak betimlenmesinin nedeni, örneğin bir denemenin deneyimden bedene doğru hareketinin, başka bir denemede tersine dönüp önceki denemenin kavramları ele alışını dönüştürebilmesidir. Üç deney ardından üç deneme yazıldı: “Araştırmacının Eylemi”, “Araştırmacıdan Açık Bedene” ve “Buluş”. Bu denemelerde, bedenle ilgili “açık beden” ve tasarım süreci ile ilgili “buluş” kavramları üretildi. Açık beden deneyime açık olan araştırmacının bedeni; buluş ise ürün ve üretimin eş zamanda gerçekleştiği bir süreç olarak tanımlanmaktadır.

Açık beden, spontane olarak hareket eden bedendir. Bu sayede, mimari tasarım sürecini deneyimleyen kişinin bedensel olarak cisimleştirmiş olduğu alışkanlıklarını kırabileceği düşünülmektedir. Buluş, tasarım süreci için yeni bir hareket alanı olarak deneyimi ve yeni bir deneyim alanı olarak da hareketi önerir. Bir keşif yolculuğudur. Bu yolculukta, bedensel olarak yoğunlaşma içerisinde bulunmaktır. Zihin ve tasarlanmış hareketler geri plandadır. Beden, kendi dışı ile birlikte bir oluş içerisindedir. Durağan ya da tanımlı bir yöntem değildir:  Her beden kendi yöntemini bulur, her beden kendi süresini deneyimler, her beden her an yöntemini değiştirebilir. Dolayısıyla her buluş farklıdır. Ürün ve üretim aynı anda gerçekleşir. Ürünün yeniden temsili bu ilksel temasta kurulan hareketten kuvvet alır. Buluş yeniden temsil için bir esin kaynağıdır.

Tüm bu önermeler deneyimlenerek kavranabilecek bir sürece vurgu yaptığı için, kavramın biçimsiz gövdesidir. Başka bir deyişle bu önermeler, gerçekleşen deneyler sonucu yazılmış, değişebilir ve dönüşebilir anlam belirmeleridir. Mimari tasarım sürecinde hareket ve bedenini araştırmaya katan her beden için buluş tekildir.

Araştırma yapma ve bunun temsilinin, mimari tasarım sürecinin birbiri içine geçen katmanları olduğu düşünülmektedir. Bu süreçte sabit fikirlerin ve alışkanlığa dönüşen araştırma yapma – temsil etme biçimlerinin kırılması için bedensel deneyime ve bu deneyimle kurulan anlamlara açık olmak, bu tezin vurgulamak istediği noktadır. Deneyler ve denemeler halindeki tez, bu noktaya nasıl varıldığını anlatmakla birlikte, açıklığın nasıl gerçekleşebileceğine dair ipuçları verebilir.


Thursday 7 February 2013

Baudrillard'dan bir alıntı;

Politika artık ideolojinin bir biçimi değildir; stratejinin biçimidir, amaçlarındaki patavatsızlığıyla edepsiz bir oyunu ustalıkla kullanmanın biçimidir.

Friday 11 January 2013

buluş: bir deneyim alanı olarak hareket




- Buluş, mimarlık için yeni bir hareket alanı olarak deneyimi ve yeni bir deneyim alanı olarak da hareketi önerir.
- Bir keşif yolculuğudur.
- Bu yolculukta bedensel olarak var olmak ve alanla temas etmek bir çalışmadır.
- Yolda atılan her adım bir çalışmadır.
- Buluş, her adımın ve yolun farkında olmaktır.
- Bedensel olarak yoğunlaşma içerisinde bulunmaktır.
- Zihin ve tasarlanmış hareketler geri plandadır.
- Çaba ve anlama değil; spontane hareket vardır.
- Hareket içeriden izlenen bir akışa sahiptir.
- Beden, kendi dışı ile birlikte bir oluş içerisindedir.
- Açık beden herkesin deneyimleyebileceği bir hareket alanıdır.
- Açık beden spontane olarak hareket eder.
- Oyun, açık beden deneyimi olabilir.
- Her beden kendi yöntemini bulur.
- Her beden kendi süresini deneyimler.
- Her beden her an yöntemini değiştirebilir.
- Her buluş akışı farklıdır.
- Ürün ve üretim aynı anda gerçekleşir.
- Ürünün yeniden temsili bu ilksel temasta kurulan hareketten kuvvet alır.
- Buluş yeniden temsil için bir esin kaynağıdır.

Monday 17 December 2012

önsöz



Tez haline gelmiş bu denemeler ve deneyler bütünü, tek bir kişinin değil; birçok kişinin üretimidir. Bu tez,  az sonra bir kısmına tek tek değineceğim Işıl Uysal, Ömer Uysal, Ali Aslan, Iida Shigemi, Semra Aydınlı, Erdem Gündüz, Ferhan Yürekli, İrem Mollaahmetoğlu, Burhan Hasdemir, Nursev Irmak Demirbaş, Mustafa Kaplan, İpek Kay, Nil Şensu, Bahar Avanoğlu, İpek Avanoğlu,  Didem Sağlam, Tutku Sevinç, Halidun Şenkal, Nur Çıkla, Merve Şendil, Murat Hazine, Havva Uysal, Mehmet Uysal, Tuğba Aykaç Çongur, Özgühan Çongur, Selma Aykaç, Fuat Onan, Cumhur Kocalar,  Eda Yapanar, Özerk Sonat Pamir, Tetsuro Fukuhara’nın ve Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği ile Shamanart International Friendship’in ve benim birlikte üretimimizdir. Tezin vardığı yerin ya da ileri sürdüğü teorinin anlaşılmasından daha çok, elimizdeki bu kitabın süreçteki çokluğu yansıtması ve hareket etmek üzere bir esin kaynağı olmasını hayal ediyorum.
Tüm bu kişilerle kurduğum teması üretim sürecine dönüştüren ve mimarlıkla ilgili rahatsızlığımı ilk kez tanımlayabilmemi sağlayan sıfır noktası kendi bedenimle çalışmaya başlamam oldu. Bu dans etmeye başlamak olarak da tanımlanabilir. Kırılma noktası ise sokakta dans etmektir. Iida Shigemi’nin de söylediği üzere: “Sadece çalışmak değil, yapmak! Haydi bir şeyler yapalım!” Mimarlıkla ilgili rahatsızlığım ve yaratıcılığımı engelleyen şey, bir anlamda sadece çalışılan, kavramlara hapsolmuş fikirlerin sabitliklerinden kaynaklanıyordu.  Çoğu zaman cümleler bana çok erişilmez ve uzak geliyordu. Kendi bedenim ise fazlaca konumlandırılmış ve tasarlanmış.
Bu yazı yolculuğunda  birlikte yürüdüğümüz ve aynı zamanda beni yüreklendiren ve destekleyen tez danışmanım Semra Aydınlı’ya; lisans eğitiminde ikinci sınıfta tanıştığım, bana olağanüstü şeyler anlatmış olan Ferhan Yürekli ve İrem Mollaahmetoğlu’na; birikimini kitaplarla ve stüdyolarla bize armağan etmiş olan Hülya Yürekli’ye;  birlikte Ataçç adlı oluşumu kurduğumuz ve ilk kez enformel işler yaptığımız Nur Çıkla’ya; hareketle tanışmamı sağlayan, araştırmalarda birlikte düşündüğümüz Ömer Uysal’a; sokakta hareket ettiğimiz Ali Aslan ve Erdem Gündüz’e; yok-evli’lik projesinde heyecanlı bir çalışma dönemi paylaştığımız İpek Kay ve Nil Şensu’ya; sokaktaki performanslarımızı destekleyen Burhan Hasdemir’e; Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği ve tanıştırdığı Iida Shigemi ve temas ettiğim diğer tüm dansçılara; seminerde, okumalarda ve diğer tüm paylaşımlarda varlığıyla Fuat Onan’a; Ataçç ve Kırkayak oluşumlarını birlikte tasarladığımız, uzun yıllardır “çokluk”u birlikte deneyimlediğimiz Işıl Uysal’a; İstanbul’daki ailem Mehmet Uysal ve Havva Uysal’a; karşılıksız ve sonsuz destekleri ile ailem Selma Aykaç, Tuğba Aykaç Çongur ve Özgühan Çongur’a teşekkür ediyorum. Bu araştırmayı cesaretimi ve merakımı hep desteklemiş olan, varlığını hep yanımda hissettiğim babam Adnan Aykaç’a ithaf ediyorum.



Aralık 2012

Gülşah Aykaç
(Mimar)