Baudrillard'dan bir alıntı;
Politika artık ideolojinin bir biçimi değildir; stratejinin biçimidir, amaçlarındaki patavatsızlığıyla edepsiz bir oyunu ustalıkla kullanmanın biçimidir.

Thursday, 7 February 2013
Friday, 1 February 2013
Friday, 11 January 2013
buluş: bir deneyim alanı olarak hareket
- Buluş, mimarlık için yeni bir hareket
alanı olarak deneyimi ve yeni bir deneyim alanı olarak da hareketi önerir.
- Bir keşif yolculuğudur.
- Bu yolculukta bedensel olarak var olmak
ve alanla temas etmek bir çalışmadır.
- Yolda atılan her adım bir çalışmadır.
- Buluş, her adımın ve yolun farkında
olmaktır.
- Bedensel olarak yoğunlaşma içerisinde
bulunmaktır.
- Zihin ve tasarlanmış hareketler geri
plandadır.
- Çaba ve anlama değil; spontane hareket
vardır.
- Hareket içeriden izlenen bir akışa
sahiptir.
- Beden, kendi dışı ile birlikte bir oluş
içerisindedir.
- Açık beden herkesin deneyimleyebileceği
bir hareket alanıdır.
- Açık beden spontane olarak hareket eder.
- Oyun, açık beden deneyimi olabilir.
- Her beden kendi yöntemini bulur.
- Her beden kendi süresini deneyimler.
- Her beden her an yöntemini
değiştirebilir.
- Her buluş akışı farklıdır.
- Ürün ve üretim aynı anda gerçekleşir.
- Ürünün yeniden temsili bu ilksel temasta
kurulan hareketten kuvvet alır.
-
Buluş yeniden temsil için bir esin kaynağıdır.
Monday, 17 December 2012
önsöz
Tez haline gelmiş bu denemeler ve deneyler bütünü, tek bir
kişinin değil; birçok kişinin üretimidir. Bu tez, az sonra bir kısmına tek tek değineceğim Işıl
Uysal, Ömer Uysal, Ali Aslan, Iida Shigemi, Semra Aydınlı, Erdem Gündüz, Ferhan
Yürekli, İrem Mollaahmetoğlu, Burhan Hasdemir, Nursev Irmak Demirbaş, Mustafa
Kaplan, İpek Kay, Nil Şensu, Bahar Avanoğlu, İpek Avanoğlu, Didem Sağlam, Tutku Sevinç, Halidun Şenkal,
Nur Çıkla, Merve Şendil, Murat Hazine, Havva Uysal, Mehmet Uysal, Tuğba Aykaç
Çongur, Özgühan Çongur, Selma Aykaç, Fuat Onan, Cumhur Kocalar, Eda Yapanar, Özerk Sonat Pamir, Tetsuro
Fukuhara’nın ve Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği ile Shamanart
International Friendship’in ve benim birlikte üretimimizdir. Tezin vardığı
yerin ya da ileri sürdüğü teorinin anlaşılmasından daha çok, elimizdeki bu
kitabın süreçteki çokluğu yansıtması ve hareket etmek üzere bir esin kaynağı
olmasını hayal ediyorum.
Tüm bu kişilerle kurduğum teması üretim sürecine dönüştüren
ve mimarlıkla ilgili rahatsızlığımı ilk kez tanımlayabilmemi sağlayan sıfır
noktası kendi bedenimle çalışmaya başlamam oldu. Bu dans etmeye başlamak olarak
da tanımlanabilir. Kırılma noktası ise sokakta dans etmektir. Iida Shigemi’nin
de söylediği üzere: “Sadece çalışmak değil, yapmak! Haydi bir şeyler yapalım!”
Mimarlıkla ilgili rahatsızlığım ve yaratıcılığımı engelleyen şey, bir anlamda
sadece çalışılan, kavramlara hapsolmuş fikirlerin sabitliklerinden kaynaklanıyordu. Çoğu zaman cümleler bana çok erişilmez ve
uzak geliyordu. Kendi bedenim ise fazlaca konumlandırılmış ve tasarlanmış.
Bu
yazı yolculuğunda birlikte yürüdüğümüz ve aynı zamanda beni
yüreklendiren ve destekleyen tez danışmanım Semra Aydınlı’ya; lisans eğitiminde
ikinci sınıfta tanıştığım, bana olağanüstü şeyler anlatmış olan Ferhan Yürekli
ve İrem Mollaahmetoğlu’na; birikimini kitaplarla ve stüdyolarla bize armağan
etmiş olan Hülya Yürekli’ye; birlikte Ataçç adlı oluşumu kurduğumuz
ve ilk kez enformel işler yaptığımız Nur Çıkla’ya; hareketle tanışmamı
sağlayan, araştırmalarda birlikte düşündüğümüz Ömer Uysal’a; sokakta hareket
ettiğimiz Ali Aslan ve Erdem Gündüz’e; yok-evli’lik projesinde heyecanlı bir çalışma
dönemi paylaştığımız İpek Kay ve Nil Şensu’ya; sokaktaki performanslarımızı
destekleyen Burhan Hasdemir’e; Çatı Çağdaş Dans Sanatçıları Derneği ve
tanıştırdığı Iida Shigemi ve temas ettiğim diğer tüm dansçılara; seminerde,
okumalarda ve diğer tüm paylaşımlarda varlığıyla Fuat Onan’a; Ataçç ve Kırkayak
oluşumlarını birlikte tasarladığımız, uzun yıllardır “çokluk”u birlikte
deneyimlediğimiz Işıl Uysal’a; İstanbul’daki ailem Mehmet Uysal ve Havva
Uysal’a; karşılıksız ve sonsuz destekleri ile ailem Selma Aykaç, Tuğba Aykaç
Çongur ve Özgühan Çongur’a teşekkür ediyorum. Bu araştırmayı cesaretimi ve
merakımı hep desteklemiş olan, varlığını hep yanımda hissettiğim babam Adnan
Aykaç’a ithaf ediyorum.
Aralık
2012
|
Gülşah
Aykaç
(Mimar)
|
Friday, 14 December 2012
min tanaka nın haiku event'i hakkında...
diagrams of intensities
at the intersection of all the scenes of the possible
choreography of desire’s throw of the diceon a continuous line since birth
becoming irreversible of rhythms and refrains of a haiku-event
I dance not in the place but I dance the place
Min Tanaka
the body weather
at the intersection of all the scenes of the possible
choreography of desire’s throw of the diceon a continuous line since birth
becoming irreversible of rhythms and refrains of a haiku-event
I dance not in the place but I dance the place
Min Tanaka
the body weather
Guattari, excerpt from ‘Présentation du programme de danse Buto de Min Tanaka’
Saturday, 8 December 2012
link2: dny03: kumkapı gizli çekim
Habitus dil gibi kodlar
barındırıyorsa, tıpkı dili kırmak gibi hareketi kırmak da yeninin keşfini sağlayabilir. Oyun oynayan bedenler olarak
Kumkapı’ya gittik ve beden mekan iktidar üçlüsünü anlamak üzere hareket ettik.
Kent nasıl mekanlara sahip? Kenti beden ve hareketle haritalandırabilir miyiz?Bu
soruyu araştırırken genellikle konumumuz bellidir. Araştırılan yer ve
araştırmacı olarak mekana yabancıyızdır ve mekan çoktan bir nesnedir. Ürünle
aramızaysa fotoğraf makinesi gibi bir kayıt cihazı girer. Ve bu cihaz çoğu kez
nesneyi sivrilterek bedeni yok edebilir. Belki hareket ettiğimizde alana daha
da yabancıydık. Ancak bu yalın yabancılık, gerçek ötekilik. Tanımlanamayan
hareketler yaparken, insanlardan etkileyici tepkiler aldık. Yaptığımız şeye
dans etmek de denilebilir; ancak “hareket” daha az disipliner ve daha çok
içkinleştirilebilir. İstemediğimiz şeyler; rol yapmak, mekanı sahneleştirmek,
izleniyor duygusuna çok fazla kapılmak.
Bize soru sorulduğunda
cevapladık, gözlerimizi insanlardan kaçırmadık ya da bir duyguyu oynamadık. Pelvis
bölgesinden çekiliyormuş gibi yürümek, ayağın tümünün yeri kavradığını
hissederek yürümek, omurgayı hareket ettirmek, hareketler arasındaki sürelerle
oynamak, durmak, durmak, mekanı nasıl kullanmak istiyorsan öyle kullanmak. Harekete
devam: Kaldırım, adam adam kadın, araba, pencere, yok kaldırım arası çizgi,
duvar, kaldırım, köşe, araba araba, adam…
Hareket eden kişi o anda
hem kendi bedeninden hem mekandan hem de başka insanlardan, parça parça ve
bütün olarak etkileniyor. (pencerelerden lokantadaki bir müşterinin yemek
yemesine, oradan boşluk etrafında yerleşmiş çamaşır asma ipinden çocuk oyun
mekanına...) Öte yandan orada bulunan tüm diğer insanlar için, bunun beden ve
mekan üzerine farklı bir deneyim olduğunu hissediyorum ve hayal ediyorum.
İçgüdüsel olarak
seçtiğimiz mekanlar ve deneyimin tümü Kumkapı’nın mekansal olarak barındırdığı
çelişkili ve zıt durumlar hakkında bir üretim. Farklılıklardaki tekrarlar ile
mekan devingen bir kolaj gibi… Hareket deneyimimize farklı bölgelerde devam
edeceğiz. Yeni sorunsallar üretmenin yanısıra; politik ve etkili bir ifade
yöntemi olan hareketle, biz oyun oynayan bedenler sokaktayız.
Işıl Uysal, Ali Aslan, Ömer Uysal, Gülşah Aykaç, Erdem Gündüz'ün notlarıdır.
Subscribe to:
Posts (Atom)