...
Hareketin bedende bir alışkanlığa
dönüşmesi, basit bir eylem olan yürüme ile açıklanabilir. Iida’ya göre (2012)
ayak tabanımız biyolojik olarak tüm sinir sistemini taşır. Yürüme sırasında ayağı
yere koyma şekli topuktan ileri doğru yapıldığında ayakta bir gerilme oluşur.
Küçük yaştaki çocukların birçoğunda bunun tam tersi gözlemlenebilir. Çocuk
ayağını yere tüm tabanı yeri kavrayacak şekilde basar. Henüz öğrenilmemiş bir
bilgi olan yürüme bilgisi tıpkı dil gibi bedenine işlediğinde, çocuk topuk adımı
atacaktır. İlkokulda çizgiler halinde sıralanan öğrencilere öğretilen yürüyüş
böyle bir yürüyüştür. Askeri sistemdeki yürüyüş de gergin ve topuktan adım atan
ayaklarla gerçekleştirilir. (Shigemi, 2012) Tanımlanmış olan bazı ikililikler (doğum
ve yaşam, kadın ve erkek) arasındaki süre böyle bir yürüyüşte, çizgisel olarak
yaşanabilir. Yani hareket alışkanlıkları çok katmanlı olan bedeninin çok
katmanlı yaşantısını tek bir düzleme indirgeyebilir. İktidar denilen kavram, bedende
bu şekilde var olur. İktidarın mekanizmaları (denetim altında tutma, değer
biçme, güç elde etme gibi) öğrenilmiş alışkanlıklar ile hayata geçer.
...
Türkçede konsantre olmak olarak geçen ingilizcedeki “concentrate” kelimesi
içerisinde “center” yani odağı barındırır. Odaklanmak Iida’ya göre öğrenilmiş bir bilinç halidir. Topuk adımı atılan askeri yürüyüşte olduğu gibi, odaklanmak gerilim
gerektirir. “Condense” ise yoğunlaşmak demektir. Yoğunlaşmak bilinçli hareket
halini, yani bir anlamda alışkanlıkları arka plana atmak ve deneyimin kendisine
bedensel olarak açılmaktır. (Shigemi, 2012)
No comments:
Post a Comment